NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
إِبْرَاهِيمُ
بْنُ مُوسَى
الرَّازِيُّ
أَخْبَرَنَا
عِيسَى بْنُ
يُونُسَ عَنْ
بُشَيْرِ
بْنِ
الْمُهَاجِرِ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
بُرَيْدَةَ
عَنْ أَبِيهِ
أَنَّ
امْرَأَةً
يَعْنِي مِنْ
غَامِدٍ
أَتَتْ
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَقَالَتْ
إِنِّي قَدْ
فَجَرْتُ
فَقَالَ
ارْجِعِي
فَرَجَعَتْ
فَلَمَّا
أَنْ كَانَ
الْغَدُ
أَتَتْهُ
فَقَالَتْ
لَعَلَّكَ
أَنْ
تَرُدَّنِي
كَمَا
رَدَدْتَ
مَاعِزَ بْنَ
مَالِكٍ
فَوَاللَّهِ
إِنِّي
لَحُبْلَى
فَقَالَ
لَهَا
ارْجِعِي
فَرَجَعَتْ
فَلَمَّا
كَانَ الْغَدُ
أَتَتْهُ
فَقَالَ
لَهَا
ارْجِعِي
حَتَّى
تَلِدِي
فَرَجَعَتْ
فَلَمَّا
وَلَدَتْ أَتَتْهُ
بِالصَّبِيِّ
فَقَالَتْ
هَذَا قَدْ
وَلَدْتُهُ
فَقَالَ
لَهَا
ارْجِعِي فَأَرْضِعِيهِ
حَتَّى
تَفْطِمِيهِ
فَجَاءَتْ
بِهِ وَقَدْ
فَطَمَتْهُ
وَفِي يَدِهِ
شَيْءٌ
يَأْكُلُهُ
فَأَمَرَ
بِالصَّبِيِّ
فَدُفِعَ
إِلَى رَجُلٍ
مِنْ
الْمُسْلِمِينَ
وَأَمَرَ
بِهَا فَحُفِرَ
لَهَا
وَأَمَرَ
بِهَا
فَرُجِمَتْ
وَكَانَ
خَالِدٌ
فِيمَنْ
يَرْجُمُهَا
فَرَجَمَهَا
بِحَجَرٍ
فَوَقَعَتْ
قَطْرَةٌ مِنْ
دَمِهَا
عَلَى
وَجْنَتِهِ
فَسَبَّهَا
فَقَالَ لَهُ
النَّبِيُّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
مَهْلًا يَا
خَالِدُ
فَوَالَّذِي
نَفْسِي بِيَدِهِ
لَقَدْ
تَابَتْ
تَوْبَةً
لَوْ تَابَهَا
صَاحِبُ
مَكْسٍ
لَغُفِرَ
لَهُ وَأَمَرَ
بِهَا
فَصُلِّيَ
عَلَيْهَا
وَدُفِنَتْ
Abdullah b. Büreyde,
babasın (Büreyde)'dan şöyle rivayet etmiştir:
Bir kadın-yâni Gamid'den
- Rasulullah (s.a.v.)'e gelip:
"Ben suç işledim
(zina ettim)" dedi. Rasulullah (s.a.v.):
"Dön git,"
buyurdu. Kadın dönüp gitti, Ertesi gün tekrar geldi ve;
"Herhalde sen,
Mâiz'i geri çevirdiğin gibi, beni de geri çeviriyorsun, Oysa Vallahi ben
gebeyim" dedi.
Rasûîullah (s.a.v.)
yine;
"Dön git"
buyurdu. Kadıa ertesi gün tekrar geldi, Efendimiz bu sefer:
"Dön git, onu
doğuruncaya kadar (bekle)" buyurdu.
Kadın çocuğu doğurunca,
Rasulullah'a gelip;
"işte, onu
doğurdum"dedi. Rasulullah (s.a.v.);
"Git, onu emzir,
sütten kesinceye kadar (dur)" buyurdu.
Kadın (bilâhare)
çocuğunu sütten kesmiş, çocuk elinde bir şey yer bir vaziyette geldi. Rasulullah
(s.a.v.) çocuğun, müslümanlardan birisine verilmesini emretti. Efendimizin emri
ile kadın için bir çukur kazıldı ve recmedildi. Hâlid de, kadını
recmedenlerdendi.Ona bir taş attı, kadının kanından bir damla şakağına bulaştı.
Bunun üzerine ona kötü söz söyledi. Rasûluîlah (s.a.v.) Halid'e:
"Yavaş ol ey Halid
! Canım elinde olan Allah'a yemin ederim ki, o öyle bir tevbe etti ki, eğer
halktan haksız yere toplanan vergilere el koyan birisi öyle tevbe etse
affedilirdi" buyurdu.
Rasulullah (s.a.v.) emretti;
kadının namazı kılındı ve defnedildi.
İzah:
Müslim, hudûd; Dârimi.
hudûd: Ahmed. b. Hanbel V, 348.
Hadisin, Müslim'deki
rivayetinde kadın çocuğu getirdiğinde elinde ekmek olduğu bildirilmektedir.